Pazar, Şubat 12, 2006

blogdan karakter tahlili yapılır...

müracat passive ve bdut

Salı, Şubat 07, 2006

herbokoloji

dünyanın en eski mesleği fahişelik olarak geçer ama aslında dünyanın en eski mesleği herbokologluktur. Ben eminim ki dünyanın ilk fahişesine bile o işin nasıl yapılması gerektiği konusunda ahkam kesen birileri vardı. peki herbokologluk nedir ne değildir? bir herbokoloğu bu kadar özel yapan nedir? bulnduğu ortamda nasıl farkedilir?

bir herbokoloğun olmazsa olmazı kendinden emin duruşudur. zaten en büyük silahı da bu emin duruşun beraberinde getirdiği inandırıcılıktır. çok küçük ve etkili bir herbokologluk testi ile ortaya çıkarılabilirler:

çok iyi bildiğiniz bir konuda karşınızdakiyle konuşmaya başlayın. eğer önce konunun ne olduğunu anlamak için size sorular sorar sonra da size o işi nasıl yapmanız gerektiği konusunda size tavsiyelerde bulnurlar. hatta işinin ehli bir herbokolog kolayca sizin mükemmelleştirmek için haytınızı harcadığınız bir şeye 10 dakika içinde "kolaymış" damgasını vurur.

önemli olan her konu hakkında ahkam kesebilecek mantık silsilesini özümsemiş olmasıdır bir herbokoloğun. yetkin bir herbokolog aynı ortamda bulunan ve birbiriyle alakasız kendisiyle tamamen alakasız en az 3 konu hakkında ahkam kesebilmelidir.

"... olsa daha iyi değil mi?", "... yapmak çok anlamsız." "istenirse daha iyisi çok rahat yapılır" gibi çok hayati cümleler olmazsa olmazları arasındadır bir herbokoloğun.

her konu hakkında en az bir çok mantıklı görüşü vardır.

temel bilimler konusunda çok bilgilidir. bilgileri aslında çok yüzeysel olduğu halde bu temel bilgilerle hayatı çok rahat açıklayabildiğini iddia eder. ama nedense yaşadığı hayat senden benden farklı değildir. hayatı açıklayamamış, anlamlandıramış biz fanilerin arasında tedbili kıyafet dolaşan bir padişahtır belki, belki de kendini dünya ahalisinin bilinçlenmesine adamış bir mesihtir.

tekrarlamakta fayda var, hakkında görüş sahibi olmadığı ya da duyduktan sonra en fazla 10 dakika içinde olmayacağı tek bir konu yoktur.

ne mutlu bizlere ki hayatta böyle insanlarla yaşıyoruz, bilinçleniyoruz, şanslıysak yaşken eğiliyoruz, onlara biat edip huzuru ve mutluluğu yakalayabiliyoruz. ne de olsa bizim bir şey bilmemize gerek yok, onlar herşeyin en iyisini bizden iyi biliyorlar.

herbokolog: abi meslek neydi senin?

inşaatçı: inşaat ustasıyım.

hbkg: neden çalışmıyorsunuz bu aralar.

i: yağmurlu havalar, harç karamıyoruz.

hbkg: olur mu bu havada daha iyi karılır. yavaş kuruduğu için daha sağlam olur beton. allah allah ya her şeyi ben mi öğreteceğim.

limana doğru yürür. dalgıç arkadaşını tüplerin bakımını yaparken görür.

hbkg: naber abi neyle uğraşıyorsun?

dalgıç: tüp bakımı yapıyorum.

hbkg: o elindeki nedir?

d: O ring deriz, regülatörle tüpün arasına konur, bağlantı yerinden dışarı hava dışarı kaçmasını engeller.

hbkg: neyden yapılıyor bu O ringler?

d: kauçuk

hbkg: köseleden yapılsa daha iyi değil mi. köselenin hava geçirgendliği daha az kauçuğa göre.

devam eder, evine doğru yürür, manava uğrayıp meyve almaya karar verir.

hbkg: kolay gelsin usta 2 kilo muz tartarmısın.

manav: hayhay

hbkg: ya usta domatesleri neden en öne koyuyorsun.

m: en fazla onlar satılıyor, müşteri rahat seçebilsin diye.

hbkg: öyle diyorsun ama kırmızı ışık dalga boyu en fazla olan ışıktır, sen bunları arkaya alsan daha iyi.

dünya kurtulmuştur bugün de. huzur içinde evine gidebilir herbokoloğumuz.

Çarşamba, Şubat 01, 2006


passive atak nedir?

passive atak açıkçası bir rahatsızlıktır.
çeşitli durumlarda adından da anlaşılacağı üzere
ataklar şeklinde gelir.ataklar 1 saniye ile
1 ömür boyu arasında değişir.
insan süregelmekte olan bir atağın içinde
bir yenisini de yaşayabilir.
2 atak aynı anda da başlayabilir,
hatta aynı anda başlayan iki atak farklı zamanlarda birbirinden bağımsız da bitebilir.


belirtileri:
  • bir şey okurken tepe atması
  • insanları anlayamama
  • insanlar tarafından anlaşılamama
  • ana haber bülteni dinlerken mide yanması, bulantı hissi
  • gözlerde kimsenin anlam veremediği şişlikler ve kızarıklıklar
  • gitme arzusu
  • kulaklarda çınlama (vahşetin çağrısı)
  • ara ara "allahımm benim burda ne işim var" ya da
  • "ne yapıyorum ben" diye haykırmalar

bilinen kesin bir tedavi yoktur.
sık atak gelenlere toplum yaşamından uzaklaşmaları
ve çevrelerinde olup biteni fazla önemsememeleri tavsiye edilebilir.
daha ağır vakalarda yoğun dizi ve televole terapileri uygulanmasının
atak sıklığını oldukça azalttığını rapor eden araştırmalar mevcuttur
ancak tamamen zararsız olduğu halde hastalar varolduğunu sandıkları
yan etkilerinden dolayı bu tedaviyi tercih etmezler...

çok ağır vakalar da sorunların üstüne gitme,
gündelik yaşamı hafife alma ve onunla dalga geçme gibi
çok ağır semptomlar görülebilmektedir.
hastalığın en son safhalarında hasta iyileşmiş gibi görünmekle beraber,
gizlice planlar yapma aşamasına gelmiştir.
hastanın hiç bir yere gidip orda bir hiç olmasıyla
acı dolu medeniyet hayatı sonlanır.
bazı vakalarda hiçkimse olduktan sonra
dünyanın çeşitli köşelerinden yosun ve tuz kokan mektuplar alınmıştır.

passive atak vakalarında hasta bipolar kişilik özellikleri gösterir.
çoğu zaman son safhalara kadar çevresi tarafından hastalığı farkedilmez
ve dengesiz olarak nitelendirilir.
ancak gün geçtikçe ağırlaşan durumu sonucu
hasta bazıları tarafından vahşetin çağrısı olarak da nitelendirilen çınlamalar duyabilir.